29 Şubat 2016 Pazartesi

29 Şubat 13. Ayın Tek Günüdür // Sır Mensur Şiirler // Önder Karaçay

29 Şubat 13. Ayın Tek Günüdür // Sır Mensur Şiirler // Önder Karaçay

92894-3-4-25b41
29 Şubat 13. Ayın Tek Günüdür // Sır Mensur Şiirler // Önder Karaçay
Bugün güneş bir başka aydın ruhla doğmuş,
Sıcağının düğmesini sonuna kadar açmış sırtıma döşüyor,
Nereden biliyor acaba içim çok üşüyor! …
Dört yılda bir Şubat ayının kaderine bir gün uzamak düşüyor,
Bugün 29 Şubat hiçbir aya ait olmayan tek gün,
Dört yılda bir 13. ay gibi üşüşüyor!
Anneme gideceğim bugün içimi bir güneş,
Birde annem ısıtabiliyor benim,
Annemin kolları direk yüreğine bağlı,
Ellerine dokunamıyorum bile sıcağı hemen yakıyor beni!
Bir gün görmezse aklı çıkıyor, annene gidiyorum bugün ben…
Beni işten çıkaranların, iş vermeyenlerin tamamını,
Türk Milleti ile işten çıkardığımızın ilk haberini anneme,
Güzel haberi verip dört yıl sonra belki de ilk kez yüzünün,
Güleceğini görecek umuduyla anneme gidiyorum bugün! ..
Biliyorum o yine sakın kimseyi işten çıkarmayın diyecek,
Biz çıkarmadık anne onlar ihanetleriyle kendi kendilerini,
Vatandan çıkardılar, vatana ve millete ihanetleriyle,
Demeye anneme gidiyorum bugün! …
Dört yıl önce yine 13. ay süren 2012 yılında,
Ocak ayında iş başına gelenler 12 Eylül’de,
Kendilerini işten çıkarmam için beni işten çıkarmıştı,
Dün ihanetin son yıl dönümü olan 28 Şubat çocuklarını,
Bugün 13. ay 29 Şubat bir günlük sır ayda,
Türk Milleti bu ihanetin tamamını işten çıkarıyordu.
29 Şubat 13. ayın tek günüdür, dört yılda bir gelir,
Bir uğursuzluk getirir, bir uğursuzluk götürür,
28 Şubat ihanet şer gömleği de 29 Şubat ile başlamıştı,
29 Şubat 2012 uğursuzluk getirdiği günün tersine döndüğü,
12 Eylül 2012 sır adına bir günde kendi adına kendi katli olanların,
Kendi ayaklarına kurşunu ilk sıktığı gündü,
Bugün 29 Şubat 2016 uğursuzluğun son günü oldu.
Önder Karaçay

Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay

Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay

1185997_382467875213807_788048600_n[1]
Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay
 
Yaratan sana aklı, vicdanı, cesareti, imanı, milli duyguyu, aşkı, sevgiyi, ilahi mesajın kitabı Kur’an ile Allah’ın adıyla oku özgürlüğün için zulme ve haksızlığa her zaman karşı çık dediği halde sen hala Kur’an Arapça okunur ve dinlenir aşamasını geçememiş isen daha çok köle yaşarsın.
 
Mahşer tufanı ve canlı helak ibreti insanlığa unutturulan şu gerçeği ilahi sırla hatırlatma şansı verdi bana; Nedir o?
 
Geçmiş dinler insanlığın tamamına değil belli kabile veya ırklara gelmiştir. O dinlerin son kullanma tarihi İslam, Kur’an ve Hazreti Muhammed (ona selam olsun) son peygamberle bitmiştir.
 
Dinler arası diyalog Mesih Deccal yalanı içindi. Mahşer Tufanı ve Canlı Helak ibreti bunu da bitirdi.
 
Oysa İslam dini son din, kitabı Kur’an son ilahi kitap, son Peygamber Hazreti Muhammed (ona selam olsun) bütün insanlığa gelmiş ve her milletin kendi dilinde dinini öğrenme özgürlüğünü dinde zorlama yoktur diyerek dini hiçbir kurum ve kişinin himayesine vermemiştir.
 
Hazreti Muhammed (ona selam olsun) zamanında İslam dini bütün dünyaya yayılmadığı ve onun dili Arapça olduğu için Allah o dilde tebliği kolay diye kolaylaştırmıştır. Her millete bir peygamber ve din çağını putları yıkarak en büyük devrimi yapan o büyük insanın ümmeti birilerine kul ve köle olmuşsa İslam ve Müslümanlıkla alakası kalmamış demektir.
 
İmam-ı Azam Kur’an dilinin her milletin kendi diline çevrilmesi ve okunmasını ilk dile getiren kişidir.
 
Daha sonra bu düşünceyi dünyada ilk gerçekleştiren mütedeyyin Müslüman Mustafa Kemal Atatürk’tür.
 
Mahşer Tufanı ve Canlı Helak ile Allah’ın bana dört büyük Türk’ün ruhunu örülü giydirme sebeplerinden biride Mustafa Kemal Atatürk’e dinsiz diyenlerin dinsiz olduğunu ortaya koymak ve insanlığı bu haksız vicdansızlıktan kurtarmak içindi.
 
Her insan dinini kendi öz diliyle okuma, anlama ve kendi vicdanı ile yaşama hakkına sahiptir. Din Arap olmak veya Arapça bilmek değildir. Bu hurafe dinidir. Tarikatlar, Kur’an kursu adı altında faaliyetlerin tamamı birilerinin kendine müşteri bulma yapılarıdır.
 
Kur’an anlayabildiğin dilde okursan sana fayda sağlar. Eğer Arapça ile fayda sağlasaydı 80 bin cami, 100 bin imamla bu ülke bu halde olmazdı….

28 Şubat 2016 Pazar

Gerçek Terör Kimdir? // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

Gerçek Terör Kimdir? // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

48348617
Gerçek Terör Kimdir? // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
 
Kendini dünyanın sahibi sanan zalimler,
Ağlarını atmışlardı dünyaya insan avlamaya,
Ağa düşen para ödemek, köle olmak zorundaydı!
 
Ekmek parası için çalışmak bile imkansızdı,
Çünkü vatanımızda son on dört yılda,
Kuralsızlık kural olmuştu.
 
Baskı ve şiddete boyun eğen çok olunca,
Boyun eğmeyenleri işten çıkarıyordu.
 
İş aramak için bu zalim ağlarla oluyordu,
Öz geçmişin adına cv deniyordu,
Gönderdiğinde alan olmuyordu.
 
İş arama siteleri insan doluyor,
İş için eleman arayan ne kadar şirk kurumu varsa,
Şartları zorlamak için imkansızı arıyordu.
 
Ne onlar aradığını buluyor,
Nede boyun eğmeyenlerin dediği oluyordu,
Vatanımız ve milletimizin geleceği ise,
Zalime kul köle olmuş satılmışların,
Ellerindeki kama ile oyuluyordu.
 
Zalimlerin akıllarını durduracak,
Mücadelemi başlattığında saldırı başlıyordu,
İş ağının şifrelerini kırarak fotoğrafımı alıp,
Arama sitelerinde görünsün mü istiyordu?
Ya da derdi neydi?
 
Avukatıma sorduğumda buna bir cevap vermiyordu,
Hukuksuz kalmış gibi hissediyordum kendimi,
Davalarım da ha bire top çevirme,
Operasyonlarında uzuyordu.
 
Haklı olmak zalimleri yoruyordu,
Al üç kuruş hakkını otur oturduğun yerde diyordu,
Oysa zalim baltayı taşa vurduğunu bilmiyordu,
O taş şimdi baş değil, başlar yarıyordu,
Kötü niyet zaten ilk yola çıktığında başı ağrıyordu.
 
İnsan terörünün en cilasını ortaya çıkarıyor,
Finansa, teknolojiye, tüketime, borca, bankaya,
Bu sistemi işleten zalimliğe gerçek terör diyor,
Diğerinin sebebi sizsiniz diyerek,
Atatürk’ten sonra yine onun ruhu oluyordu.
 
Zalimliğin terörünü bitirdiğimiz gün,
Diğer terörün kalmayacağını iddia ediyor,
Terör üreticilerini bir türlü buna ikna edemiyordu,
Kalem ve defterini aldı yüreğini ve sözleriyle birlikte,
Bu sebeple birazcık kendini yordu!..
 
Sıra şimdi terör üreyen bölgeye devletin,
İnsan tarafından tüm kollarını uzatmaktır çare,
Ağzı petrol damlaları için sulananları biraz üzecektir,
İnsana sosyal devletse devletin ancak budur hürmeti!
 
Anadolu’dan terörist devşirmek devri kapanacak,
Terörle hem mücadele hem üretenler aynı olduğu için,
Yeteri kadar ve oldukça utanacak,
Kan akıtan oyuncakları bölgede toplanacak,
Zalimler adına bir toplu mezar olacak!
 
Silahları gömelim hovardalığı sözde olanlar,
Bunun sözde olmadığını kör dövüşle terörün bitmeyeceğini,
Bilenlerden öğrendiğinde aslında bildiği halde belki utanacak!
 
İşsizlik nedir? Bir asır sonra dimağlardan silinecek,
Çünkü Anadolu dünyanın insanlık merkezi ve baş ülkeyi olacak,
Otuz beş yıldır dolar milyarderi ve işsizlik üretenler,
Milyarderleri ile birlikte tarih olacak…
 
Mahşer tufanı canlı helak ibreti sonrası,
Her millet kendi kaderine kendini terk edecek,
Hiçbir devlet, hiçbir devlete üstünlük güdemeyecek!
Dost görünümlü düşman arkasına bile bakamadan,
Varsa kendi toprağı ve insanına hizmete,
Geri dönmek için yaptığından utanarak,
Çekip gitmek zorunda kalacak!
 
Bu öyle hemen ha diye olmayacak,
Şer son oyununu yine kanla oynayacak,
Bakacak olmuyor, zorlarsa kendi kaderiyle oynayacak!

Çile + Çile = Türk İnsanlık Devrimi // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

Çile + Çile = Türk İnsanlık Devrimi // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

i (1)
Çile + Çile = Türk İnsanlık Devrimi // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
 
Bölmek matematikte paylaşmak adına değilse,
Toplamak rakamsız sonra çok zordur.
Sözle toplanamıyor işte!
Sözden anlayan var, anlamayan var…
 
Dik konuşana dik konuşuyorsun,
Dikleniyor birde sözü ve davranışları bile suç işliyor…
Bir söz söylersin bin söz söyleseler açıklayamazlar,
Bir açıklama yaparsın bir söz söylemez susarlar,
Susanları edebinden susar sanırdın…
Su getireyim derler susanlar için,
Birileri susamış sanırlar….Neye susamış?
 
Derdimi toplayamıyorum işte sözlerle..
Birileri çok dağıttı kendini, bize topla diyor ettiklerini…
Biz bize ettiğin zulüm neydi diyoruz…
O benim hakkımdı demek istiyor..
Peşinde bir + daha…
Adaleti de tanımam deyince film iyice koptu…
 
Şimdi yüreği temizlerin meydanına düşen,
Ve yiğit olmayanları toplama zamanıdır…
Toplamak ölçüyü zamanında kaçırmamaktır.
Ölçüyü kaçırdın mı?
Toplama yöntemi farklı olan biri,
Zulümden zulmü çıkarır çarpar yüzünüze,
Kalanı toplarsın sağlama tamam olur.
 
Elde çekilen çile kalır…
Çile şimdi bülbülüm çile.
 
Sonunu düşünmeyen görmez önünü….
Bugünün derdine düşenin yoktur yarını…
Çilenin ipi geçti gerçeğin eline, sözlerin yürekli diline..
Sahip olmazsan niyetinle zehirlenmiş diline,
Haklının elinde zalim kalırsın, yanında kurtaranın bile kalmaz Kaçarlar senden kalırsın kendi kendine!
 
Şimdi zulmün kaderi dört işlemin elinde.
Çıkar yüzüne çarp, böl, topla olmuyor…
Olmaz demedik mi?
Anlamadın ki!
Yetki almak ben ne dersem o olur demek değil ki!
 
Sandıkta kirleri ve kini yıkama ve durulama suyu olmaya,
Her zaman olmaya niyetli değil ki!
Sandığın sahibi diyor ki;
Bu sandığı istemiyorum artık içinden hiç demokrasi çıkmıyor ki;
Çıkarıyorum, sayıyorum, topluyorum, bölüyorum,
Dörde dört yanlış çıkıyor tek doğruyu,
Otuz beş yıldır götüremiyor…
 
Tek doğru varsa götüremez zaten.
Tek doğru tek Allah demektir.
Hayat tek doğrunun peşinden gitmektir,
Ben yaptım mı? Olur dememektir,
Allah’ın izni ile kurulmuş 1923 yılında insanlık projesi vardı,
Dört bir yandan yurdun kahramanları savaşıp,
Kanla kazandıkları yurda devlet kurmuşlardı,
İnsanlığın son projesi devleti Türkiye Cumhuriyetini,
Sahibi Türk Milleti…
Ne diye şerri getirip başımıza ettiniz şimdi illeti! ..
Ne diye yıkmak için bozdunuz be hainler niyeti…
Bunun karşılığı Türk Devrimidir alın size diyeti…
 
Şimdi teslim olma ve teslim alma zamanıdır,
Daha da zorlaştırma ihanetin mahiyeti…
Artmasın Türk Milleti aleyhine maliyeti! …
Zulüm çileydi, ikiye bölündü oldu,
Çile+çile=Türk Devrimi çareyi buldu! …

Türk Devrimi Başlayalı Depremler Oluyor Beynimde ve Yüreğimde // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay



Türk Devrimi Başlayalı Depremler Oluyor Beynimde ve Yüreğimde // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
Depremler oluyor beynimde ve yüreğimde....
Devrim başlayalı! ...
Hem tarihin adı her Türk insanına soruyorum; 
Sizde de oluyor mu?
Çık dünyayı kaplayan yüreğinin meydanına de! ..
Çık, çık ne bekliyorsun?
Çık yürek meydanına korkmadan,
Zulme ve zalimliğe,
Haykırarak beynimde ve yüreğimde,
Depremler oluyor sende de! ...
Cesaretini imanın verdi sana,
Şerre inanacağına yaratana inan,
İnan bu fayda bir sana birde her inanana! ..
Atan da demedi mi? Sana!
Emaneti sahipsiz bırakırsan birileri sahip çıkar,
Kula kul olursun, anlasana,
Modern görünümlü de olsa kölelik asil kana yakışır mı?
Özgürlüğüne, geleceğine sahip çıksana!
Put para, makam, şan, şöhret gelip geçicidir,
Bu geçiciliğin içinden geçerken,
İnsan olsana!

Muhtıra // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

Muhtıra // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

588b8054-ff3f-4b89-b5e3-36482dcc1162
Muhtıra // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
 
Türk Milletini alıştırmışlardı,
Sermaye gizli ihaneti rol verirdi,
İhanete ortak Türk Milletinin askerleri içinden,
Birileri Türk Milleti aleyhine put para çıkarına,
Aslında Türk Milletine muhtıra verirdi.
 
Baktılar olmadı dediler bu sefer de;
Sivil darbe yapalım 12 Eylül hesaplaşma görünümlü,
12 Eylül ürünü derin sermaye devleti,
28 Şubat’ta hocalarını sırtından kama sokanlar ile,
Kurdular bir parti, devleti yıkmayı kutlayacaklardı.
 
Almışlardı lanetlilerden madalyayla cesareti,
Türklük bitecek, kurulacaktı şer devleti,
Vatansızların toprakları olacaktı,
Allah’ın bile lanetledikleri fitne ve fesat,
28 Şubat çocukları ihaneti ile bir gömlekti.
 
Gün geldi bir muhtıra daha verildi,
Hemde asilden vekillere, ihanet eden derin sermaye,
Gizli şer devletine, buna alet olan iktidar ve muhalefetine,
Son muhtıra Türk Milletinden gelmişti bir Türk genci ile,
İşsizdi, işten sebepsiz çıkarılmış, iş verilmemiş,
Devleti tarafından görmezden gelinmişti.
 
Kitabıyla devrimi başlatmak için ilahi kudretin ağında,
Yapmıştı gemi sırrı kitabını üç yılda İstanbul’da,
Mahşer denizine gemisini 45 yıllık sırrıyla indirmişti,
Elinde bir bayrak bir yürek, bir kan, dört büyük ruh vardı,
Dikti insanlığın bayrağını dünyanın merkezine,
Şerrin bütün gemilerinin yanaştığı limanları yıktı.
 
Gemicikleri olanı da, amiral gemisi olanı da,
Gizli devlet sahibi olduğunu sananı da o mahşerde,
Susuz boğdu öldürmeden canlı ölü bitirdi.
 
e-muhtıra bile verilmişti hemen de duyulmuştu,
Asilden MUHTIRA ilahi sırla gelince,
Zalimler dalında donup kalmıştı.
 
e-muhtırayı veren yine bir asker olmuştu,
Niyet neydi, soran olsa cevap ölene kadar sır olmuştu,
O komutan bir konuşmasında demişti;
Batı hem dost hem tehdit bu nasıl işti,
O söz asilin MUHTIRA verdiği kitaba da düştü.
 
Yetmiş yıllık bir ihanet aslında çok uzun bir süre değil,
Birileri on dört yıl kırk bir yıl bile gelmişti,
Dünyayı tersine çeviren sır ihaneti ters çevirmişti,
İhanet daha çok hamdı, bu mahşerde hem pişti, hemde düştü!..
 
O asil sırrın Türk genci askere ilk uyarıyı Türk devrimini,
Başlattığında yapmış, durumdan vazife değil,
Görevin vatanı ve milleti iç ve dış,
Düşmanlara karşı korumak demişti.
 
Türk Silahlı Kuvvetlerinin arkasında,
Türk Silahsız ve Sessiz Kuvvetleri hazır kıta beklemektedir,
Söz konusu vatan ve milletir, işi manası teferruatı temizlemektir.
 
Adaleti öldürenlerin param parça bile amaçları,
Niyetleri ortaktır, dertleri devleti öldürmekti,
Arının balında beslenmiş niyeti çiçek demişti,
Devleti biz öldürdük diye koymuştu ortaya niyeti,
Bu ihanetin bedelidir MUHTIRA,
Ve Türk Devrimi ile hainlere diyeti.
 
Finans terörü, medya terörü, teknoloji terörü,
Borç terörü, tüketim terörü, silah terörü,
Düşman üretme terörü, savaş ve kan terörü zalimlerin ilahıdır,
Derslerini almışlardı Tanrılar Okulunda Dr. Anna’dan,
Birde geleceğin lideri diye ders vermeye kalmışlardı,
Kendilerine ders veren şair Önder Karaçay’a utanmadan!..